Katarakt, beyine görüntü
yollayan retina ( ağtabaka ) nın üzerine
ışık düşmesini sağlayan
göz küresinin içindeki lens isimli merceğin herhangi bir neden ile saydamliğinı
yitirmesidir, yani katarakt
gözün önünde büyüyen bir kitle veya zar değildir.
Merceğin kesifleşmeye başlaması ile hasta önce bulanık görmeye başlar,
giderek görmesi çok azalır ve nihayet başkasının yardımı olmadan
günlük hayatını devam ettiremez, gazete, kitap okuyamaz hale gelir.
Halk arasında perde gelmesi olarak bilinen
kataraktların bazıları doğuştan olabilir: buna en güzel örnek hamileliği
sırasında kızamıkçık geçiren annelerin doğurdukları
çocuklarda görülen kızamıkçık kataraktýdýr.
Bazen de geçirilen bir kaza sonucu katarakt
oluşabilir. Bu tip kataraktlar kazanın türüne göre hemen ve tümüyle olduðu
gibi bazen aradan aylar geçmesiyle yavaþ yavaþ olarakta meydana gelebilmektedir. Diğer
bir katarakt türü ise genç diabetlilerde veya üveit ( göziçi iltihabý
), glokom ( halk arasında karasu diye de bilinir ) benzeri göz hastalıklarından dolayı
veya romatizmalı hastalarda olduğu gibi uzun süre kortizon türevi ilaç kullananlarda
da meydana gelebilir.
Halk arasındaki yaygın kanının
aksine, oluşmaya
başladıktan sonra kataraktın perhiz ile veya göz damlası benzeri ilaçlarla
tedavisi yoktur. Hastanın arzusu üzerine meslektaşlarımızın verdikleri ilaçlar
ancak hastayı psikolojik yönden tatmin edebilir.
Buna karşılık kataraktın kesin tedavisi
cerrahidir ve son on yılda
mikrocerrahi alanındaki ilerlemeler sayesinde çok başarılı sonuçlar alınmaktadır:
eskiden kesifleşen lens çıkartıldıktan sonra kalın gözlüklerle
görüntü sağlanmaya çalışılırdı. Camların ağırlığının
yanısıra bu gözlükler yan taraf görmelerini kısıtladıkları
için bazen yolda yürürken araba çarpması gibi tatsız kazalara da sebep olabilmekteydiler.
Ayrıca bu gözlüklerle görüntü diğer göze göre % 30 oranında
büyütülmüþ olduklarından her iki göz ameliyat edilmemişse çift
görme oluşmakta, derinlik algılaması bozulmaktaydı. Daha sonraları, göz
dışına takılıp bir ay kadar gözde kalan kalabilen kontakt lenslerle daha
memnuniyet verici sonuçlar alınmaya başlandı. Ne varki eli titreyen yaşlı
hastalar ile şehrin toz toprağının yarattığı problemler göz dışına
takılan lenslerin kullanımını kısıtlıyordu.
Artık çıkartılan
kesifleşmiş lens yerine suni göz içi lensi konulmakta ve ve hastalar
yukarıda bahsettiğimiz
tatsız olaylardan tümüyle arınmaktadırlar. Hastahanelerimizde de bu yöntem
senelerden beri başarı ile uygulanmakta olup, hatta istenirse özel bir tip göziçi
merceği konarak yakın gözlüğüne olan ihtiyacı dahi ortadan kaldırmaktadır.
Göziçi merceği kataraktın alındığı ameliyatta göziçine
yerleştirilebildiği gibi eskiden katarakt ameliyatı olmuş kişilere de ikinci bir ameliyat
ile uygulanabilmektedir. Göz içine lens yerleştirilerek yapılan ameliyatlarda son ilerleme
ise, halk arasında
yanlış olarak bilinen lazer ile katarakt ameliyatıdır, yani :
- halen laser ile birincil katarakt ameliyatları
deneme safhasındadır.
- laser ile ancak ilk ameliyatta tüm perdesi
alınamamış ise ikincil yani kalıntı kataraktın temizlenmesi denenebilir.
-
halk arasında yanlışlıkla laser diye adlandırılan alet bir cins ultrason
/ parçalama-yeme cihazı olan fakoemülsifikasyon cihazıdır: bu yöntemde çok küçük bir delikten
göz içine girilmekte, katarakt temizlendikten sonra katlanmış bir göziçi lensi
bu küçücük delikten göz içine sokulmakta, içerde tabii yuvasýnda
açılması sağlanmakta ve böylece dikişsiz olarak ameliyat sonlandırılmaktadır.
Görüldüðü gibi en sık
körlük nedenlerinden biri olan katarakt, tıbbın ve bilhassa mikrocerrahinin son yıllarda
hızla ilerlemesi sayesinde artık hastaların korkulu rüyası olmaktan çıkmıştır
ve hatta eskisi gibi katarakt ameliyatı olmak için kataraktın olgunlaımasını
bekleme mecburiyeti de ortadan kalkmıştır; hasta, perdeden dolayı günlük hayatını
devam ettirmekte zorlanmaya başladığı andan itibaren bu ameliyat yapılmakta ve kişi
kısa zamanda eski yaşamına dönebilmektedir.
|